Z Harfi İle Başlayan Osmanlıca Terimler, 104. Sayfa

Osmanlı Terimleri Sözlüğü

Zîkared gazvesi Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Zîkared, Gatafan diyarı civarında oniki mil mesafede bir kuyudur. Rivayete göre Medine ile Hayber arasında ve Şam yolu üzerindedir ve Medine'ye iki konak mesafededir. Bu Zîkared kuyusu yakınında yapılan gazaya Gabe Gazası da denilir, hicretin altıncı yılında rebiül-evvel ayında vuku bulduğu rivayet edilir.Hayberden üç gün önce bir takım Gatafan ve Fezare çapulcuları Resulullah'ın sağılan develerine yağmacılık etmeleri üzerine bu gaza vuku bulmuştur. İbn-i Sa'd, bu develerin yirmi tane olduğunu ve Gabe Korusu'nda yayılırken baskına uğradığını bildiriyor. (S.B.M.)

Zike Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Silâh.

Zikir-hâne Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Allah'ın çok çok zikredildiği yer. Mescid, câmi. Ehl-i tarikatın toplanıp Allah'ı zikrettikleri yer. Tekke.

Zikkî Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Deriden yapılmış su tulumu.

Zikr Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, (Zikir) Anmak, hatırlamak. Anılmak. * Allah'ı (C.C.) çok çok anıp azametini düşünmek ve esmâ-i hüsnâsını okuyup tefekkür etmek. * Kur'ân-ı Kerim'in bir ismi.(İ'lem eyyühel aziz! Tohum olacak bir habbenin kalbi yani içi delindiği zaman, elbette sünbüllenip neşvü nemâ bulamaz; ölür gider. Kezâlik, ene ile tâbir edilen enâniyetin kalbi, Allah Allah zikrinin şua ve hararetiyle yanıp delinse, büyüyüp gafletle firavunlaşamaz. Ve Hâlik-ı Semâvat ve Arz'a isyan edemez. O zikr-i İlâhî sâyesinde (ene) mahvolur...Zikreden adamın, feyz-i İlâhîyi celbeden muhtelif lâtifeleri vardır. Bir kısmı kalb ve aklın şuuruna bağlıdır. Bir kısmı da şuursuz, yâni şuurlara tâbi değildir. M.N.)

Zikr-ârend Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, f. Zikreden. Anan.

Zikr-i alenî Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Aşikâr ve açıktan toplanıp Allah'ı zikretmek.

Zikr-i cehrî Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Yüksek sesle yapılan zikir.