...
Bahice Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Ses, savt, sadâ.
Bahik Ne Demek?Bahik Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Tek gözü kör olan adam.
Bahika Ne Demek?Bahika Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Görmiyen, kör (göz).
Bahil Ne Demek?Bahil Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Avâre, başıboş, serseri. * Yularsız deve. Deyneği olmayan çoban.
Bahîlân Ne Demek?Bahîlân Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, f. Bahiller, cimriler, tamâhkârlar.
Bahile Ne Demek?Bahile Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Arap kabilelerinden birinin ismi. * Dul kadın.
Bahir Ne Demek?Bahir Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, (Bak: Bahr)
Bahîra Ne Demek?Bahîra Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Süryâni rahiblerindendir. Zamanın ilim ve fenlerine vâkıf ve bilhassa hey'et ve nücumda ihtisas sahibiydi. Bu sebepten rahiblerin câhilleri kendisinden hoşlanmazlardı. Hazret-i İsâ'nın ulûhiyetini ve Hz. Meryem'in ümmullah olduğunu inkâr ve ilân ettiğinden, bulunduğu manastırın reisi tarafından kovulmuş ve Şam yolu üzerinde Busra civârında bir manastır edinmişti.İbn-i Hişam'ın siretinde İbn-i İshak'tan rivâyet olunarak: "Bahîra, kilise âleminde büyükten büyüğe intikal edip gelen bir kitaba malik bulunuyordu. Resül-i Ekremin bütün ahvâl ve evsafı bu kitabda yazılıydı." deniliyor ki, bu kitab "El-Enbâ" ünvânıyla bıraktığı rivâyet olunan bir kitab olacaktır. Kitabın başlıca bahisleri, yakında Arabistanda bir Nebi-i Zişân çıkacağı, tevhid itikadına dâvet edeceği ve putlara ibâdetten nehyedeceği mevzuu etrafında toplanıyordu.(Meşhur Bahîra-yı Rahib'in meşhur kıssasıdır ki: Nübüvvetten evvel, Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, amcası Ebu Tâlib ve bir kısım Kureyşî ile beraber, Şam tarafına ticarete gidiyorlar. Bahira-yı Râhib'in Kilisesi civarına geldikleri vakit oturdular. İnsanlar ile ihtilât etmiyen münzevi Bahira-yı Râhib birden çıka geldi. Kafile içinde Muhammed-ül Emin'i (A.S.M.) gördü. Kafileye dedi: "Şu Seyyid-ül-Alemîndir ve Peygamber olacaktır." Kureyşîler dediler: "Neden biliyorsun?" Mübarek Râhib dedi ki: Siz gelirken baktım ki, havada üstünüzde bir parça bulut vardı. Siz otururken, şu Muhammed-ül-Emin (A.S.M.) tarafına bulut meyletti, gölge yaptı. Hem görüyordum ki: Taş, ağaç ona secde eder gibi bir vaziyet gördüm. Bu ise, nebilere yapılır. M.)
Osmanlıca Terimler A
Osmanlıca Terimler B
Osmanlıca Terimler C
Osmanlıca Terimler D
Osmanlıca Terimler E
Osmanlıca Terimler F
Osmanlıca Terimler G
Osmanlıca Terimler H
Osmanlıca Terimler I
Osmanlıca Terimler J
Osmanlıca Terimler K
Osmanlıca Terimler L
Osmanlıca Terimler M
Osmanlıca Terimler N
Osmanlıca Terimler O
Osmanlıca Terimler P
Osmanlıca Terimler Q
Osmanlıca Terimler R
Osmanlıca Terimler S
Osmanlıca Terimler T
Osmanlıca Terimler U
Osmanlıca Terimler V
Osmanlıca Terimler W
Osmanlıca Terimler X
Osmanlıca Terimler Y
Osmanlıca Terimler Z