...
Âlem-i asgar Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Daha küçük âlem. En küçük âlem. * İnsan. (Nasıl ki insanın anasırları, Kâinatın unsurlarından; ve kemikleri; taş ve kayalarından; ve saçları nebat ve eşcarından, ve bedeninde cereyan eden kan ve gözünden, kulağından, burnundan ve ağzından akan ayrı ayrı suları, Arz'ın çeşmelerinden ve mâdeni sularından haber veriyorlar, delâlet edip onlara işaret ediyorlar. Aynen öyle de, insanın ruhu, âlem-i ervahtan; ve hafızaları, levh-i mahfuzdan; ve kuvve-i hayaliyeleri, âlem-i misalden.. ve hakeza.. her bir cihazı bir âlemden haber veriyorlar. Ve onların vücudlarına kat'i şehadet ederler. L.)
Âlem-i berzah Ne Demek?Âlem-i berzah Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Berzah âlemi. Kabir âlemi. (Bak: Kabr)(Âlem-i ziyâ, âlem-i hararet, âlem-i hava, âlem-i kehriba, âlem-i elektrik, âlem-i cezb, âlem-i esir, âlem-i misal, âlem-i berzah gibi âlemler arasında müzahame ve yer darlığı yoktur. Bu âlemler, hepsi de, ihtilâlsiz, müsâdemesiz küçük bir yerde içtimâ ederler. M.N.)(Nass-ı Kur'anla, şühedânın, ehl-i kuburun fevkinde bir tabaka-i hayatları vardır. Evet şüheda, hayat-ı dünyevilerini tarik-ı hakta feda ettikleri için, Cenâb-ı Hak kemâl-i kereminden onlara hayat-ı dünyeviyeye benzer, fakat kedersiz, zahmetsiz bir hayatı Âlem-i Berzahta onlara ihsan eder. Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar... Yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar... Kemâl-i saâdetle mütelezziz oluyorlar.. Ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar. Ehl-i kuburun çendan ruhları bâkidir, fakat kendilerini ölmüş biliyorlar. Berzahta aldıkları lezzet ve saâdet, şühedanın lezzetine yetişmez. Nasılki, iki adam bir rü'yada Cennet gibi bir güzel saraya girerler. Birisi rü'yada olduğunu bilir. Aldığı keyf ve lezzet pek noksandır. "Ben uyansam şu lezzet kaçacak" diye düşünür. Diğeri rü'yada olduğunu bilmiyor, hakiki lezzet ile hakiki saâdete mazhar olur.İşte Âlem-i Berzahtaki emvât ve şühedanın hayat-ı berzahiyyeden istifadeleri, öye farklıdır. Hadsiz vâkıatla ve rivâyatla şühedanın bu tarz-ı hayata mazhariyetleri ve kendilerini sağ bildikleri sâbit ve kat'îdir. Hatta Seyyidüşşüheda olan Hazret-i Hamza (R.A.), mükerrer vâkıatla kendine iltica eden adamları muhafaza etmesi.. ve dünyevi işlerini görmesi ve gördürmesi gibi çok vâkıatla, bu tabaka-i hayat tenvir ve isbat edilmiş. M.)
Âlem-i ceberut Ne Demek?Âlem-i ceberut Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Âlem-i azamet ve kudret. (Bununla âlem-i esmâ ve sıfât kasdolunur. Muhakkıkların ekserisine göre bu, âlem-i evsattır. Yâni üstte olan Lâhut âlemi ile altta bulunan melekut âlemi arasındaki âlem. Amiriyyet-i umumiyyeyi muhit olan berzahtır. Ceberut, ibranice "kudret" mânasındadır).
Âlem-i cismaniyye Ne Demek?Âlem-i cismaniyye Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Maddî âlem, kâinat, dünya.
Âlem-i ekber Ne Demek?Âlem-i ekber Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, En büyük âlem. Kâinat.(Şu kâinat denilen âlem-i ekber ve insan denilen onun misâl-i musağğarı olan âlem-i asgar, kudret ve kader kalemiyle yazılan âfâkî ve enfüsî vahdaniyet delâilini gösteriyorlar. Evet, kâinattaki san'at-ı muntazamanın küçük bir mikyasta, nümunesi insanda vardır. O daire-i kübrâdaki san'at, Sâni-i Vâhid'e şehadet ettiği gibi, şu insanda olan küçük mikyastaki hurdebini san'at dahi, yine O Sâni'a işaret eder, vahdetini gösterir. M.)
Âlem-i emir Ne Demek?Âlem-i emir Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Sâdece bir emr-i İlâhî ile işlerin hemen olduğu âlem. Yaradılışa ait kanunlar âlemi.(Ruha bir derece müşabih ve ikisi de âlem-i emirden ve iradeden geldiklerinden masdar itibariyle ruha bir derece muvafık, fakat yalnız vücud-u hissi olmayan nevilerde hükümran olan kavânine dikkat edilse ve o namuslara bakılsa görünür ki: Eğer o kanun-u emri, vücud-u harici giyse idi o nevilerin birer ruhu olurdu. Halbuki o kanun daima bakîdir. Daima müstemir, sabittir. Hiçbir tagayyürat ve inkılâbat, o kanunların vahdetine te'sir etmez, bozmaz. Meselâ: Bir incir ağacı ölse, dağılsa; onun ruhu hükmünde olan kanun-u teşekkülâtı zerre gibi bir çekirdeğinde ölmiyerek baki kalır. İşte madem en âdi ve zaif emri kanunlar dahi böyle beka ile, devam ile alâkadardır. Elbette ruh-u insani, değil yalnız bekâ ile, belki ebed-ül âbâd ile alâkadar olmak lâzım gelir. Çünki: Ruh dahi Kur'anın nassıyla $ ferman-ı celili ile âlem-i emirden gelmiş bir kanun-u zişuur ve bir namus-u zihayattır ki; kudret-i ezeliyye, ona vücud-u harici giydirmiş. Demek, nasıl ki, sıfat-ı irâdeden ve âlem-i emirden gelen şuursuz kavanin daima veya ağleben bâki kalıyor. Aynen onların bir nevi kardeşi ve onlar gibi sıfat-ı iradenin tecellisi ve âlem-i emirden gelen ruh, bekâya mazhar olmak daha ziyade kat'idir, lâyıktır. Çünki zivücuttur, hakikat-ı hariciye sahibidir. Hem onlardan daha ulvidir. Çünki zişuurdur. Hem onlardan daha daimidir, daha kıymettardır. Çünki zihayattır. S.)(Maddiyattan olmayan, bilhassa mahiyetleri mütebayin olan bir çoklukta tasarruf eden bir zatın, o çokluğun herbirisiyle bizzat mübaşeret ve mualecesi lâzım değildir. Evet asker neferatı arasında bir kumandanın tasarrufatı, tanzimatı, ancak emir ve iradesiyle husule gelir. Eğer o kumandanlık vazifeleri ve işleri, neferata havale edilirse, her bir neferin bizzat mübaşeret ve hizmetiyle veya herbir neferin bir kumandan kesilmesiyle vücud bulacaktır. Binâenaleyh, Cenab-ı Hakk'ın mahlukatındaki tasarrufu, yalnız bir emir ve irade ile olur. Bizzat mübaşereti yoktur. Şemsin kâinatı tenvir ettiği gibi. M.N.)
Âlem-i ervah Ne Demek?Âlem-i ervah Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Ruhlar âlemi. Ruhların ve ruhanîlerin bulunduğu âlem. (Bak: Ruhaniyat)
Âlem-i esbab Ne Demek?Âlem-i esbab Osmanlı teriminin Türkçe karşılığı, Sebepler âlemi. Her şeyin bir sebebe dayanarak olduğu âlem. Bu dünya.
Osmanlıca Terimler A
Osmanlıca Terimler B
Osmanlıca Terimler C
Osmanlıca Terimler D
Osmanlıca Terimler E
Osmanlıca Terimler F
Osmanlıca Terimler G
Osmanlıca Terimler H
Osmanlıca Terimler I
Osmanlıca Terimler J
Osmanlıca Terimler K
Osmanlıca Terimler L
Osmanlıca Terimler M
Osmanlıca Terimler N
Osmanlıca Terimler O
Osmanlıca Terimler P
Osmanlıca Terimler Q
Osmanlıca Terimler R
Osmanlıca Terimler S
Osmanlıca Terimler T
Osmanlıca Terimler U
Osmanlıca Terimler V
Osmanlıca Terimler W
Osmanlıca Terimler X
Osmanlıca Terimler Y
Osmanlıca Terimler Z